Çevre ve Matematik Yoculuğu Başlasın. Fizik ile Başlayalım.

Sanayi devrimi ile birlikte yaşadığımız yüzyılda dünya genelinde enerji tüketiminin ve talebinin giderek arttığı gözlenmiştir. Bu artışın en büyük nedeni nüfus artışı bununla birlikte teknolojinin ve refah düzeyinin yükselmesi olmuştur. Enerji, insan ve toplumun vazgeçilmez bir gereksinimi olmasının yanında ülkelerin refahını ve gelişmesini sağlayan en önemli güçtür. Öyle ki dünyadaki son zamanlarda çıkan savaşların temel nedeni petrol, doğalgaz gibi enerji kaynaklarıdır.

Bir ülkede kişi başına milli gelir ki bu tamamen tüketilen enerji ile doğru orantılıdır, gelişmiş ülkelerde daha fazla olmasıyla ilişkilendirilebilir. Hayatımızın bütün alanlarında ekonomiden sanayiye, eğitimden sağlığa baktığımızda petrole olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Bu da çevre kirliliğini kolayca açıklamaktadır.

Bireysel veya toplumsal açıdan göz önüne alındığında çevre bilinci ve çevre koruma çabalarının asırlar öncesine kadar uzanan bir geçmişi olduğu söylenebilir. Ancak bu alanda yoğun ve kapsamlı araştırmalar ve etkili politikalar oluşturma yirminci yüzyılın ikinci yarısında görülmeye başlanmıştır.

Son çıkan Ukrayna-Rusya savaşı özellikle çevre ülkeleri kendi enerjisini kendisi üreten ve daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarına yoğunlaşmasını, bu alanda daha verimli enerji kaynaklarının yapılması ihtiyacını doğurmuştur. Bu da ilk bakışta daha çok fizik ve mühendisliğin konusu olsa da aslında ekoloji, biyoloji, kimya, bitki bilimi, zooloji, mineraloji, okyanus bilimi, toprak bilimi, jeoloji, coğrafya ve atmosfer bilimleri de dahil olmak üzere çevre araştırmalarına ve çevre sorunlarının çözümüne entegre eden disiplinlerarası bir alan ve sorundur.

Bu yüzden bütün dünya ülkeleri, bütün disiplinler  alternatif enerji sistemlerinin değerlendirilmesi, çevre kirliliğinin kontrolü ve azaltılması, doğal kaynakların yönetimi ve küresel iklim değişikliğinin etkileri gibi konular üzerine çalışmalıdır.